Powered By Blogger

30 Ocak 2011 Pazar

Sözler bittiği zaman.

          Sözler bittiği zaman asıl konuşmalar başlar içten içe. En derinden gelen çığlıklar gibi özetler bütün olup biteni. Çevrenizdeki her şey ya çok daha anlamlı görünür gözünüze ya da o an yok olacakmış kadar basit ve saçma.
         Bir eşyanıza takılır gözleriniz. Herhangi bir şey - kalem, toka, çanta- . O kadar masumdur ki o an bakarsınız uzun uzun ve içinizden isteksizce tekrarlarsınız sanırım bu dünyada karşılaştığım en masum şey sensin diye. Çok derin anlamlar yüklersiniz hergün acımasızca kullandığını o basit fabrika çıktısına. Belki de değer verecek şeylerin açlığındandır bu anlamsız davranışınız.
         Sözler bitmişken bir huzur sarmaya başlar ya sizi, ne yapacağını bilmeyen bir ruh haliyle beraber. " Ya bu işin sonu ne olur bilmiyorum ama, ağladım çok rahatladım ya. Mutluyum kim ne derse desin. Ya da hiçbir şey demesinler. Çünkü sözün bitti yerdeyim."
         Derin derin alınan nefesler. Beklenen yarınlar. Monotonlukların içindeki farklı günler. Ve hayat. İşte bu kadar. Bakın bitti sözlerim. Hayat hayat dediğiniz o karmaşık şey bu kadar. Abarttığınız kadar kompleks görünmedi benim gözüme. 10 kelime noktalarla beraber 78 karakte.
         O çok bilmiş filozoflar asırlardır bunu çözmeye çalışıyorlar 10 kelime ve noktalarla 78 karekter. Hıh kolaymış.

Arzuların hazin sonu

Arzularımız var, isteklerimiz, hayallerimiz.  Gördüğü her şeyi isteyen çocuklar gibiyiz. Tek fark biz görmediklerimizi, göremediklerimizi istiyoruz.
        İnsanın canı sıkılıyor ya sürekli sürekli istemekten. Durduramazsın ya kendini kontrolsüzce istersin istersin istersin. Düşünmeden, ölçmeden, tartmadan istersin. Etrafındakiler - bunlar çoğu zaman senden daha büyüktür- bu isteğinin ne kadar saçma olduğu konusunda ikna etmeye çalışırlar seni. Tüm ısrarlara inat daha fazla arzularsın. Bütün amaçlarını ona göre yönlendirirsin, çabalarsın haflarca, aylarca ve hatta yıllarca.
        Bir an durup isteğini bastıtdığıda sakince düşünürsün ve dersin ki kendi kendine ya aslında haklı olabilirler. Hem ne zamandır deniyorum hiçbir şey olmuyor başaramıyorum. Bu düşünceler her ne kadar kafandan atmaya çalışsan da vazgeçirmeyi başarır seni isteklerinden. Hayatının sonuna kadar bu böyle devam eder durur. Ve o seni vazgeçirmeye çalışan büyüklerin de senden farksızdır çünkü herkesin bir büyüğü vardır ve küçüklerin istekleri anlamsızdır.
    

Orda kimse var mı?

Orda mısınız? Hala bekliyor musunuz? Hiç sıkılmadınız mı beklemekten? Denemeyecek misiniz başka, yeni ve güzel şeyler? Böyle mi öleceksiniz, aynen doğduğunuz gibi? Peki ne zaman öleceksiniz haberiniz var mı? Hey, Öldünüz mü?

      Evet hayat budur. Konuşursunuz, konuşursunuz sonra bir kez cevap vermezsiniz - çünkü ölmüşsünüzdür- ve unutulursunuz. Eğer çok ünlü bir bilim adamı ya da bir pop yıldızıysanız da bu aynıdır. Sadece siz öldükten sonra size sorulan soruları ya deneyleriniz ya da menejerleriniz cevaplar gene siz cevaplayamazsınız. Ve unutulursunuz akıllarda kalan siz değil menejerinizin cevaplarıdır ya da deney raporlarınız.
      Unutulmamak elde değil. Zaten unutsunlar beni ben öldükten sonra bana ne. Sadece yaşadığım süre boyunca yaşadığımın farkında olsunlar yeter.

29 Ocak 2011 Cumartesi

Merhabalar, merhabalar.
 Nasılsınız bugünlerde? Sömestr adını verdiğimiz bir ara tatilin içinde küçük, şirin öğrencilerimiz ve onların yetişkin, şirin öğretmenleri. Peki ya serbest meslek ahbapları neler yapıyor bu dönemde? Onlarda şirin şirin mi takılıyorlar yoksa iş başındalar mı hala?

    Her neyse tatil de olsa iş başında da olsak hiç durmadan yorulmadan devam ediyoruz yaşamaya. Önemli olan şirin öğrencilere veya onların şirin öğretmenlerine tatil yaptırabilmek değil bu zamanı biraz olsun yavaşlatabilmek.


                                                                                                         şirin öğrenci ve öğretmenlere saygılarla.

27 Ocak 2011 Perşembe

TDA

Bazen bazı şeylerin üzerinde düşünmeniz gerekebilir. Bu normal bir durum. Ama aynı şeyin üzerinde tekrar ve tekrar düşünüyorsanız orada bir sorun var demektir.
      Sizce dünyada hiç sorun var mı?- çoğunuz varlığından şüphesiz- O zaman dünya hakkında ikinci bir kez daha düşünmeye değmez mi dersiniz?